--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

-----------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

CÖMERTLİĞİN NURU

Hz.Mevlana cömertliğin bereket ve güzelliğini şu temsillerle anlatır : ‘Cömertlik cennet selvisinin dalıdır.

Böyle bir dalı elden kaçıranlara yazıklar olsun. Ekin eken önce ambarı boşaltır ama sonra hasılatı pek çok olur. Fakat tohumu ambarda tutan sonunda onu kurtçuklara yem yapar! ‘Yoksul kişi nasıl cömertliğe, iyiliğe muhtaçsa cömertlik de iyilik de yoksul kişiye muhtaçtır.

Güzeller nasıl tozsuz, passız, parlak ayna ararlarsa cömertlik de yoksulları, zayıfları öyle arar. Güzellerin yüzleri aynayla süslenir, güzelleşir. Ayna olmazsa güzellik meydana çıkmaz. İyilik ve cömertliğin yüzü de yoksula bakmakla görülür.’ 
Ne hoş bir şekilde güzel dile getirmiş Mevlana Celaleddin Rumi cömertliğin ve yardımseverliğin önemini cümleleriyle. Yardımsever insanların sayısı gün geçtikçe azalıyor. Dünya döndükçe insanlar da  bencilleşiyor. Zenginle fakir arasındaki uçurum günden güne artıyor.

Herkes kendi yaşadığı hayata bakarken dünyayı birileri bir lokma ekmek için elinden geleni yapmaya çalışıyor. Neden sadece ramazan ayında insanların halini anlıyoruz? Diğer aylara sığdıramıyoruz mu?

İnsan önce kendisine bakıp en yakınından başlamalı bir şeyleri değiştirmeye. Çok fazla mal, mülk hırsı bürünmemeli insanların gözlerini. Çünkü insanoğlu gelip geçici bu dünyaya veda ederken kendisine saracak beyaz bir kefen dışında bir şey götürmüyor diğer dünyaya .
Ne demiş Mevlana ‘Mal da yalan mülk de yalan var biraz sen de oyalan. Bu sözler ne de güzel açıklıyor bu dünyanın, malın mülkün geçiciliğini değil mi? Siz ölüyorsunuz fakat içinde yaşadığınız evler ,lüks villalar yaşamaya devam ediyor. 
Bende sağ elin verdiğini sol elin bilmemesi gerektiğine
inananlardanım. Verdikçe hafiflediğinizi, gönlünüzün inanılmaz bir dinginliğe kavuştuğunu, bir ummandaki koca bir deniz gibi içinizden güzel şeylerin aktığını, bir işe faydalı olduğunuzu hissedeceksiniz.
Yaptığınız iyilikler, hiçbir şekilde karşılık beklemeden verdikleriniz ruhunuzu güzelleştiriyor inanın ki. Dünyanın en mutlu insanı olmak istiyorsanız cömertlik ve yardım etmede okyanus gibi geniş ve derin olun. Çevresindeki yeşilliklere hayat ve can veren okyanus gibi siz de verdikçe çevrenizin, etrafınızın güzelleştiğini göreceksiniz.
Gözü doyumsuz insanoğlunun kervanına kapılıp çevrenizdeki karınları doymayan insanları unutmayalım.
Emin olun ki verdikleriniz yarın veya yarından daha yakın fazlasıyla size geri dönecektir siz istemeseniz bile yarınlarınız bereketle dolacak... Geliniz gönlümüzü cömertliğin nuruyla zenginleştirelim…

“Güneş gibi ol şefkatte, merhamette.
Gece gibi ol ayıpları örtmekte. 
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte.

Ölü gibi ol öfkede, asabiyette.
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol”

Mevlana

Eskiden yanan mumun erimesiyle damlalar karanlık gözyaşı akıtıyordu
Geceleri kıyıya çarpan hırçın dalgalar vardı
Güneş dalgalar üstünde doğar oldu artık gökkuşağıyla dans etti
Gökyüzüne verdiği mavililikle titredi gökyüzü hoş bir hisle
Dalgalara bakan gam evinde hüzün vardı
Dalgalar artık efsanevi nağmesiyle evi çağladı.
Lakin tabiat lalenin kızıllığını alarak büyülendi.
İtiraf et, denizdeki dalgalar sahildeki kumlara aşık olacak mı?

TUBA SÖNMEZ

YORUM EKLE


         Kirkagac.Net