--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

-----------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

DENİZ MEVSİM “AYLARDAN KERBELA”

Geçiyordu zaman uçsuz bucaksız sahralardan, bir rüzgar esiyordu bir başka savuruyordu gülleri, sanki dalından koparacakmış gibi.

Kızılca kıyamete büründü gökyüzü toz duman.
Bir ney sesi yükseliyordu uzaklardan bütün kainat duyuyorcasına hüzünlüydü bu ses, tüm neyler iç çekiyordu sanki bir tek neyin sesine, nefes olup haykırıyorlardı.

Günler geçmişti, haftalar aylar, tersine dönmüştü zaman.
Ağıtlar salıyordu semaya analar bağırlarını dövüyorlardı.
Gitme gözümüzün nuru gitme peygamberin torunu gitme Hüseyin gitme!
Nerden çıktı bu zalim ordu? Nerden düştü yüreğinize bu fitne tohumu? Ecel mi çağırıyor seni şehadet mi ? O zalimler seni paramparça edecek, beşikteki bebeğini kesecek.

Daha da yükseliyordu neyin sesi, bulutları deliyordu. Anlayamadı kimse bu iç çekişlerin nefes olup neyin dört bir yeri sarışını. Ağlıyordu ney, çünkü günlerden kan, aylardan kerbelaydı...
Kerbelaya vardı gitti. 

Şehit olacağım dedi, kanlı elleri canına değdi. Döne döne şehit oldu. Ahlar san Hüseyin vahlar sana küfe.
Analar saçların yoldu, zılgıtları arşı buldu. Zalim orduya kurban verdi. Döne döne şehit oldu.
Ahlar sana Hüseyin vahlar sana kufe. 

Onlar bu dünyaya sığamadı. Nur olup yıldızlara dağıldılar. Ne çöldeki ışığı gördüler nede suya kandılar. Şehit oldular cennet sarayları da onların oldu. Yıllar sonra yine aylardan kerbela.

Yine yan kufe yine yan. Hiç pişman oldumu yezidi bilinmez. Sen iki cihan serverinin nuruna kıydın bu acı dinmez...
Yan kufe yan,  yaşa yeniden pişmanlığını yol saçlarını yeniden duy neyin çığlığını hatırla günlerden kan aylardan kerbalayı.

DENİZ MEVSİM
YORUM EKLE
YORUMLAR
sebahattin Demirtaş
sebahattin Demirtaş - 9 yıl Önce

yazınızın içeriği çok güzel elinize, emeğinize vede yureyinize :)

zeliha yiğit
zeliha yiğit - 9 yıl Önce

neyin nefes halini ne güzel de ifade etmişsiniz manevi boyuta geçtim bir an bravo:)

süleyman çam
süleyman çam - 9 yıl Önce

deniz hanım zarif ve duygulu bir bayansınız ince ruhunuz hadiseyi çok içten anlatmanıza vesile olmuş allah fitneden tüm müslümanları korusun

Zehra Ata
Zehra Ata - 9 yıl Önce

hz.hüseyi̇ne yapılan zulüm çok acı ve hayret verici aynı acıyı yine içimde hissettim tebrikler

Lale Nur
Lale Nur - 9 yıl Önce

makaleniz gerçekten çok güzel olmuş tebrik ederim

ekrem taze
ekrem taze - 9 yıl Önce

iki taraf müslüman dahi olsa ortada acı bir hadise var çok anlamlı bir şekilde kaleme almışsınız tebrikler

ayşenur sevil
ayşenur sevil - 9 yıl Önce

çok duygulandım güzel bir anlatım içimde yaşadım sanki teşekküler

gül beyaz
gül beyaz - 9 yıl Önce

sonucta iki tarafta musluman, zalim olan kim anlamadim. bu konu tarih kitaplarnda yeterince mevcut, aydinlatmayami calisiyosunuz yoksa kendiniz bu sekilde acayip olarakmi yorumliyosunuz pek anlamadim



         Kirkagac.Net