Efendim Merhaba!

Bu haftaki sohbetimizde ‘ Sizden Gelen Sorular’dan birkaç tanesini cevaplandıracağız.

1) Organ Nakli Caiz midir?

Organ Nakli Bazı Şartlar Yerine Getirildiği Takdirde Caiz Görülmüştür:
Ölüden yapılacak organ naklinin caiz olabilmesi için gerekli şartları şöyle ifade edebiliriz:

1- Öncelikle, hastaya organ naklinden başka çare bulunmadığı konusunda alanında uzman tıp adamlarının karar vermiş olmaları gerek.
2- Konunun uzmanları olan doktorlar, hastanın bu nakille sağlığına kavuşacağına dair kuvvetli kanaat sahibi olmaları gerek. Yani, organ nakledildiğinde hasta olan kişinin sağlığına kavuşma ihtimalinin kuvvetli olması gerekir.
3- Organı alınacak kimsenin kendisinin veya yakınlarının organın nakline izin vermiş olmaları gerek.
4- Organı alınacak kişinin tıbben ölümün kesinleşmiş olması gerekir.
5- Organın maddi bir karşılık ve para karşılığında satılmaması gerekir.
6- Organı alacak olan kişinin de organ nakli konusunda rızasının bulunması gerekir.
7- Organı kendi isteğiyle hibe edecek olan insanın sağlığını bu hibenin bozmayacağı yolunda doktorların görüşleri kesin olmalıdır.
8- Doktorların bu naklin başarılı olacağı, hayati tehlikenin bulunmayacağı yolunda raporları bulunmalıdır.
9- Organ bağışında bir ücret ve maddi menfaat söz konusu olmamalıdır.

GÜNAH KİME AİT OLACAK!

Efendim! Organ bağışını azaltan en önemli sebeplerden birisi; Ben organımı verdiğimde organımı verdiğim kişi benim organımla günah işlerse günahı bana ait olur korkusudur.
Verilen organ, yerleştirildiği öteki bedende biyolojik görevini yapacaktır. O şahsın iyilik veya kötülük yapmasında bir etkisi bulunmayacağından sorumluluğu olmayacaktır. İsterse bu insan gayrimüslim olsun. Çünkü günahı işleyen organ değil, organa yön veren insanın kendi iradesidir. Sorumluluklar irade sahibine aittir. Yani bir kişiden organ alınıp başkasına nakledildiğinde kendisinden organ alınan kişiden artık sorumluluk gitmiştir.

YERLERE TÜKÜRMEK KUL HAKKIDIR!

Bir kardeşimiz de insanlarımızın yere tükürmelerinden şikâyet ediyor.
Yere tükürmek masum bir hata değildir aslında… Çünkü o tükürülen alan tüm insanların ortak kullanım alanlarından.
Kamunun istifadesine sunulmuş bir mekânın kirletilmesi kul hakkıdır. Kul hakkı da hakkı yenen kişi bağışlamadıkça Allahın bağışlamayacağı bir günahtır.

Enes bin Malik'ten rivayet edildiğine göre Allah Resulü mescidin kıble istikametinde bir tükürük gördü. Onu bizzat eliyle temizledi. Mübarek yüzlerinde, buna duyduğu kızgınlığın şiddeti görülüyordu. (Müslim, Mesâcid, 52)
Başka bir hadis-i şeriflerinde ise peygamber efendimiz: “Bana, iyisiyle kötüsüyle ümmetimin amelleri gösterildi. İyiliklerinin arasında, eziyet veren şeyin yoldan kaldırılmasını gördüm. Kötü amelleri arasında, mescidin içerisine tükürüp onu temizlememeyi gördüm.” (Müslim, Mesâcid, 58)
Yol, park, okul, cami, cadde, sokak, kamu binaları, pazar yerleri, mesire yerleri umum insanların ortak kullanım alanlarıdır. Buraların pisliği, insanların sağlığını da tehdit etmektedir.

Laneti Gerektiren iki şey…

Yol, park, okul, cami, cadde, sokak, kamu binaları, pazar yerleri, mesire yerleri umum insanların ortak kullanım alanlarıdır. Buraların pisliği, insanların sağlığını da tehdit etmektedir.
Ebû Hüreyre ( r.a) den rivayet edildiğine göre peygamber efendimiz:
– "Lâneti gerektirecek iki şeyden sakınınız" buyurdu. Sahabe-i kiram:
– Lâneti gerektirecek iki şey nedir? diye sordular. Peygamber Efendimiz:
– "İnsanların gelip geçtikleri yollara ve gölgelendikleri yerlere abdest bozmaktır (Çöp Atmak)" buyurdu.

Bu hadis-i şerifte geçen abdest bozmak ifadesinin yerini günümüzde çevreyi kirletmek ve yere tükürmek fiilleri almıştır.

KÜFÜRLÜ KONUŞMAK…

Yüce dinimiz İslam, baştan sona bir edep dinidir. Hal böyleyken bir Müslüman’ın gelişi güzel, olur olmaz her şeye küfretmesi Müslüman’ca bir tutum değildir. Kaldı ki, Yüce Allah c.c bir Müslüman’ın gayr-i Müslimlere ve onların inançlarına sövmesini bile yasaklamıştır.
Ayet-i kerimede:  "Onların Allah’tan başka yalvardıkları ilahlarına hakaret etmeyin ki, onlar da cahillik ederek hadlerini aşıp Allah’a hakaret etmesinler! ( Enam süresi, 108)
 Sövmenin en ağın, sin ve kef harflerini birleştirerek sarf edilen, ırz ve namusa tecavüzü ifade eden galiz lâflardır. Bunlardan başka, bir kimsenin anası, kızı, kız kardeşi, karısı ve kendisinin ırzına ve namusuna leke teşkil edecek, şeref ve haysiyetini kıracak sözlerde bulunmak da sövme fiiline dâhildir.

KUTSAL DEĞERLERE SÖVMEK İMANDAN ÇIKARIR!

Bazı sövmeler, insanı dinden, imandan uzaklaştırır. Bu sebeple böyle sövmelere ‘Küfür lâfzı’ denilmiştir. Meselâ bir kimsenin mukaddes tanınan şeylerden birine; Allaha, Peygambere, Meleklere, Kaza ve kadere, Kur'ân'a, ibadetlere ve dinî hükümlere sövmesi onu dinden çıkarır.

Hadis-i Şeriflerde Yasaklanan Küfür Çeşitlerinden Bazıları!
1) Dini inançlara ve kutsal değerlere sövmek,
2) Anne – Babaya sövmek,
3) Hastalıklara, bela ve musibetlere sövmek,
4) Azrail’e can alıyor diye sövmek,
5) Namaza kaldıran horoza sövmek,
6) Kişinin onuruna, namus ve şerefine sövmek,
7) Sin ve kef harflerini birleştirerek sövmek,
8) Zamana ve geçmişe sövmek şiddetle yasaklanmıştır. Müslüman olduğunu söyleyen bir kimsenin böyle ağır küfürlerden özellikle kaçınmalıdır.
Rabbim bizleri her türlü kırıcı söz ve davranışlardan muhafaza eylesin. Küfrün büyüğünden – küçüğünden korusun.

Not: Siz de sorularınızı  [email protected] adresinden bize sorabilirsiniz.
Allaha emanet olun efendim! Sevgi ve saygılarımla… Hoşça kalın!
OSMAN YILMAZ / İLÇE VAİZİ

*********

***********

***********

********