Yeni güne merhaba. Bugün okuyacağınız yazım, Kirkagac.Net haber sitemizde yayımlanacak ilk yazım.

Son zamanlarda aklımdan çıkmadığı, hepimizin yarası olan bir durumdan bahsetmekten kendimi alamadım.
 

Askerlerimiz için üzüldüğümüz bu zor zamanlarda yaşadığımız durumları takip etmemizin düşünerek konuşmamızın önemi çok büyük.
“Körü körüne savaşa sürükleniyorlar” diye avaz avaz bağırıyorlar.
Ancak ilk önce;
“İdlib neden önemli?”
“İdlib’te ne oluyor? " bunları öğrenmekte fayda var.

Bilmemiz gereken şu ki, öncelikle Suriye ile olan 910 kilometrelik sınırımızdan haberimiz olmalı.
Savaşın merkezi ile olan mesafe durumumuzun bilincinde olmalıyız. İdlib ise 2015'ten beri başta DAEŞ olmakla beraber terör örgütlerinin yer aldığı; lojistik, savaş cephanesi ve kullanılacak insanın olduğu  savaşı belirleyecek en önemli noktalardan biri.

Hele ki başta, zaman zaman iyi ilişkiler kurduğumuz Rusya'da ve Amerika'da Suriye’de  boy göstermekte. Peki onların ne işi var?
Bunları bilmemiz gerekir.

Türkiye içinde barındırdığı Suriye halkını etkisiz hale getirdiği 3 bin'den fazla DAEŞ’liden sonra Suriye halkına topraklarını tekrar kazandırdı.
Suriye’de yaşanan şavaşın bizim gerçeğimiz olabilmesinin önüne geçebilmek için yapılanların farkına varmak önceliğimiz. Bu gerçeğimizden uzak duramayız. Tedbir bundan sonraki aşamadır.

Türkiye, etrafına barış güvenliği olan koridorunu kurmadan bu militan güçlerin etkisinden kurtulamayacaktır.
İdlib’e asker çıkarmasaydık, nerden bilecektik metropolde  veyahut vatanın ücra herhangi bir köşesinde  bir gece halk otobüsünde bir patlamanın, kargaşanın gerçekleşmeyeceğini?

Sayılar, kişiler bunlar birer can. Evet. Ancak bunların konuşulması dahi şu an hepimizi parçalıyor. Temkinli davranışlar, hepimizin motivasyonu olacaktır.

Bu nedenle ki sosyal medyada, konuşulan konuşmalarda tek bir umutsuzluk ya da kötü bir beklenti askerlerin ümitsizliği olacak.
Bunun farkındalığıyla yapılacak tedbirli konuşmalar hepimizin beklentisidir.

Hayatta zorluklar, mücadeleler, güzellikler hep bir aradadır. Sanmayın ki  birisi, dikkat edin zor zamanlardayız, dese dahi elbet evine gittiği vakit çocuğunun tebessümünde mutlu oluyor.

Yaşamak da başka şekilde olmuyor. Acılarımız bizi yetiştiriyor. Üzüntülerimizi birlikte yaşayarak  varoluyoruz.
Elimden dökülen kelimeleri yazmak kolay değil; hüzün de gerçek, mutluluk da. Sadece bunu söylüyorum.

Ülke olarak hep zor zamanlardan geçiyoruz. Sorunlarımız daima olacaktır.
Amaç sadece daha çabuk davranabilmekten geçiyor.
Yaşadığımız durumu anlamak, askerlerimiz ile birlik olmak, aynı zamanda da yaşamayı çocuklarımız, ailemiz, arkadaşlarımız için unutmamalıyız. Bu günlerde var olan birliğimizi daimi kılabilirsek eğer, o zaman sınırlarımızın dokunulmazlığını sağlarız.

Saliha Dal