KIRKAĞAÇ HABER
2013-07-16 10:14:12

BAŞKANLIK SİSTEMİ

F.HİLAL ÖZMAN

16 Temmuz 2013, 10:14

Bu aralar çok gündemde olan bir konu aslı “Kongre Hükümeti” olan “Başkanlık sistemi”. Ben bu konuya sıcak bakan taraftanım.
Sisteme geçmek, Parlamenter rejimde kalmak veya bir tarafta olmak önemli değil. “Hayır olmaz” yerine “neden olmasın” veya “neden olmamalı” diyebilmek…

Kestirip atmak yerine düşünmek, fikir beyan etmek kısacası tartışmak..
Kolay olanı seçmemeli insan dünyadaki örneklerini de görüp sonuçlarını karşılaştırmalı.
En azından bir şeyler söyleyebilmeli. İnandığın doğruları savunmaktan başka seni ne mutlu edebilir ki?

Dünyadaki 193 devletten 68’i Başkanlık sistemini 70’i parlamenter sistemi uygulamaktadır.
Bu sistem günümüzde değil daha önceki dönemlerde de Süleyman Demirel, Tansu Çiller, en çok Turgut Özal [(bir dönem Alpaslan Türkeş)] gibi liderlerce hep gündeme gelmiş aradaki tek fark bu liderler iktidardan düştükten sonra bu sistemi tartışmışlardır. 

Şimdiki Başbakanımız zirvedeyken bu sistemi gündeme getirmiştir.
1960 krizi öncesi Türkiye kahve ithal edemez durumaydı. Değişimi engeller korkusu yaşayanlar da oluyor, fakat sık değişim yaşadığımız yıllarda da; 10 yılda 12 hükümetin değiştiği 1980 yılı öncesinde o dönemki Başbakan Demirel’in ifadesi ile “Türkiye 70 sente muhtaç” hale geldiği hala akıllardaki yerini korumaktadır.

O dönemleri bizzat görmüş ;sanayi, girişim denince ilk akla gelen, benimde çalışma, azim, kararlılık, yardımseverlik deyince sayabileceğim birkaç insandan biri olan ; Denizli’nin saygıdeğer ailelerinden ve Manisa’da da fabrikası olan İsmail Baki Abalıoğlu’nun oğlu Orhan Abalıoğlu, o zamanda bu yaşanan kaosa 
değinmiştir. Manisa’da doğmuş burada eğitim hayatının bir kısmını tamamlamış gazeteci yazar Zafer Özcan’ın herkesin evinde bulunması gerektiğini düşündüğüm “Sanayinin Çilekeş Duayenleri” adlı kitabında Orhan Bey’e yer verip bahsetmiştir.

Diğer fabrikalarının yanı sıra viyol fabrikası kurmak isteyen ve bunun gerekli malzemelerini temin için Danimarka’ya giden Orhan Bey’in parası olduğu halde; bu sözler üzerine, ülkenin dış politikası itibarını kaybettiği için fabrika hayallerinin suya düşmesini, Danimarka’nın ona satış yapmadığını çeşitli yerlerde anlatmıştır.

O zamandalar da ve ülkenin koalisyonlardan bunaldığı dönemlerde bu sistem gündeme gelmiş; ama Hitlerin parlamenter rejimden ortaya çıktığını unutarak diktatörlük gelecek yada parti,lider kendisi için istiyor gibi baskılarla üzeri hep örtülmüştür, tartışmaya kapatılmıştır. Bu gün Türkiye; geçmişin bu yıkıntılarından sıyrılıp kararlı, dik duruşu ve istikrarlı hareketleri ile İsrail’i kendinden özür diletecek konuma getirmiştir.

Türkiye’nin geleceği ve kimin ne yaptığı belli olmayan koalisyon dönemlerinin bu duruşumuzu tekrar yıkmaması için; en önemlisi, siyasi istikrar getirecek bu sistem üzerine ciddi bir şekilde araştırıp düşünmeliyiz.

Sistem değişikliği tabi ki kolay bir şey değil. Zaten bu model tek bir partinin zorlamasıyla olacak bir model hiç değil.
Bütçe ve Kanun hazırlaması engellenen bir başkan örneği olacakken buna “eyvah krallık, diktatörlük, şahlık, sultanlık ,darbe gelecek, üniter yapılı bir ülkeyken federalizim!!” demekten ötesine geçebilmelisin sende. 

Darbe çıkan ülkelerde, bu etkiyi; hükümet sisteminin değişimimi doğurmuştur yoksa ülkenin diğer özellikleri mi? Acaba sonucu diktatörlükle biten ülkeler sistemin tüm kurallarını gerektiği gibi uygulamışlar mıdır ülkelerinde, yoksa liderlerine sistem dışı ayrıcalıklar tanımışlar mıdır? İnanmadığın şeyi tabi ki kabul etme hatta sonuna kadar karşı çık ama açıklayarak…

Bir gün bir ressam hocasına tablosunu getirir.
Hocası ressama bu tabloyu al herkesin görebileceği açık bir mekana yerleştir ve tablonun yanına bir defter koy der.
Defterin üzerine de “bu tabloda gördüğünüz beğenmediğiniz yerleri ve eksiklikleri bu deftere kaydedin” yaz der.
Aradan bir süre geçer ressam defteri alır hocasına götürür.

Hocası defterin başından sonuna kadar dolu olduğunu görür.
Sonra öğrencisinden ikinci bir şey ister; bu tabloyu al aynı yere koy bu sefer tablonun yanına fırça ve boyaları koy defterin üzerine de “lütfen bu tabloda gördüğünüz eksiklikleri ve beğenmediğiniz yerleri fırça ile düzeltiniz” yaz der.

Bir müddet sonra ressam resmini almaya gittiğinde tabloya bakar hiç düzeltme yok ,deftere bakar bomboş.
Hocasına durumu anlattığında hocası şöyle der; “Hepimiz eleştirmeyi sever lafta mangalda kül bırakmayız.

Ama iş uygulamaya geldi mi nutkumuz tutulur.
Eleştirdiğimiz durumların çözümünü de üretmeliyiz.”
Kim bilir belki de önyargılar, dayatmalar; sen konuştukça, ben konuştukça; farklı görüşteki insanlar aynı ortamda konuşabildikçe (!), tartışabildikçe(!) azalır.
Bu her konuda böyle değil midir zaten?

F.HİLAL ÖZMAN

Yorumlar (20)

ersen 11 Yıl Önce

baskanlık sistemi bence memlekete bir fayda getirmez.bence cumhurbaskanının sorumlulukları arttırılmalı ersen-soma

vatansever 11 Yıl Önce

alparslan türkeş nezaman iktidara gelmişte istemiş baskanlık sistemini.düzgün arastıralım, halkı yanlış yönlendirmeyelim hilal hanım

kırkağaçlı 11 Yıl Önce

tebrik ederim hilal hanım bundan böyle yazılarınızın takipçisi olacağız

gerçekçi 11 Yıl Önce

hoşgeldiniz sayfamıza.bizlerde yazılarınızı takip edeceğiz zevkle.

sosyalist 11 Yıl Önce

bir akpli daha geldi sitemize vay halimize artık

hayaldi gerçek oldu 11 Yıl Önce

memleketi zaten ele geçirdiniz baskanlık sitemine ne gerek varki ya

diyarbakırlı 11 Yıl Önce

muhteşem bir yazı helal olsun size.sizin gibi güzel insanlara ihtiyacımzı vardı iyi oldu.hoşgeldin

Kırkağaç 11 Yıl Önce

belki hakılsınız. ancak bu sistemin bir de türk siyasi yapısına uygunluğunu da araştırmak lazım. çünkü toplumumuz şu an, aksak da olsa, demokrasi ile yönetildiği halde "padişahım çok yaşa" diyenlerle dolu. bir de başkanlık sistemine geçildiğini düşünmek bile istemiyorum. yanlış anlaşılmasın, bu her döenem için geçerlidir.

"barış" 11 Yıl Önce

önce bağımsızlık,önce demokrasi... iyi niyetle yazılmış bir makale,pembe gözlüklerle dünyaya ve ülkeye bakış açısı...ancak önemli olan gerçekleri görmek,örneğin ülkenin 1945 lerden beri abd emperyalizmi tarafından yönetildiğini,yönlendirildiğini,insanlara izah etmeden hiçbir şeyin tarifinin doğru olmayacağını bilmemiz gerek...mecliste çıkaracağın kanunu tasarı halindeyken waşington dan pentagondan izin almadan çıkarabilecek bir sistem olsunda adı ne olursa olsun.bunun adı başkanlık sistemi olur,başka bir şey olur farketmez.ülkede 1923 değerlerinin yerle bir edildiği bir süreç yaşıyoruz.bunun arkasında anadolu birleşik devletleri var...bunu tahayyül edebiliyormusun güzel kardeşim...başkanlık sistemini isteyenler zaten başkan şu anda ülkede ...kim ne istiyor ona bakmak lazım diyorum ben...onun içinde önce bağımsız türkiye ve demokrasi diyorum ben...yanılıyormuyum...saygılar...

eğitim şart 11 Yıl Önce

demokrasi kültürünün yerleşmediği bir toplumda başkanlık sistemi yeni sıkıntılara yol açar türkiyenin sorunu demokratik kültürün içimize sinmemesidir bu kendisini sosyal demokrat olarak tanımlayan için de geçerli dindar ve milliyetçi olarak tanımlayan için de geçerli bir de benim anlamadığım şu akp hep övünüyor 10 yılda şunu yaptık bunu yaptık diye iyi de 10 yılda bunları yaparken başkanlık sistemi mi vardı demek ki başarılı olmak için ille de başkanlığa gerek yok

kalemsiz 11 Yıl Önce

başkanlık diktatörlüktür, destekleyen de cahilin önde gidenidir. tartışabiliriz, size her istediğiniz cevanı verebilirim. köşe yazarları tarafsız olmalı diye düşünüyordum. bu sitede çok şaşırdım herkes bi tutturmuş başbakanımız başbakanımız. yazık çok yazık. tarafsız olun!

kalemsiz 11 Yıl Önce

şöyle de diyebilirim ki, tayyişahım çok yaşa! diyenlersiniz siz biliyoruz.

Ahmet Burgaz 11 Yıl Önce

fiilen zaten bu sistem işliyor, sadece ismi yok! ne gerek var? (!)

Ersin Tunç 11 Yıl Önce

harika bir yazı olmuş.alpaslan türkeşi oraya ince bir zeka ile yerleştirmeniz çok etkileyici

Leyla UZAL 11 Yıl Önce

güzel ve akıcı ve can alıcı noktalara değinen bir yazı olmuş.ikinci yazınızı bekliyoruz.

Çağtay Seymenoğlu 11 Yıl Önce

konuya tarafli yaklaşmissiniz.yinede hoşgeldiniz-kirkağaç çağtay

ŞAHİN 11 Yıl Önce

başkanlik sistemi diktatörlük getirir

SOMALI RT 11 Yıl Önce

siyasi yazılardan sıkılmama rağmen okurken nasil bittiğini anlamadiğim bir yaziydi.tebrikler 2.yazinizi çözüm süreci ile ilgili yazmanizi isterim.

hülya kahraman 11 Yıl Önce

çok doğru başarılı tespitler ve açık bir konuşması var ve açık sözlü bir yazı tebrik ediyorum..

ŞEVKET KALYONCU 11 Yıl Önce

yazinizi beyendim.başarinizin devamini diliyorum

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.