CHEF OKUNMASI GEREKEN BİR KİTAP

Bazı kitaplar okunduğunda insanı daha önce önemsemediği bir konu üzerinde düşünmeye iter.

Okuduğum bir kitap da beni uzun zamandır değişim rüzgârına savrulan hayatımız üzerinde düşünmeye sevk etti. Bu kitap Mustafa Kutlu’nun Chef adlı hikâyesi. 

Kitapların faydası da budur. Yaşadığınız hayata ayna olur. Hissedersiniz, anlatamazsınız, ama birileri sizin gibi hissetmiş ve yazdığı bir kitapta çok güzel anlatmıştır. Böyle kitapları okuyunca toplumun aksayan bir yönünü iyileştirmek için küçük bir umut yeşerir içinizde. 

Kitap okuma alışkanlığı kazanamamış, her kitap elinde giderek ağırlaşmış kişilerin rahatlıkla okuyacağı bir kitap. İsmiyle de merak uyandıran bir kitap. Bankada şef olmuş, diliyle, kültürüyle, alışkanlıklarıyla hızla değişen çevreye sıkışıp kalmış bir insanı anlatıyor.
Öyle uzun cümleler yok. Bize çok tanıdık, içimizden biri diye düşüneceğimiz kahramanlar kendi kendine düşünür gibi, samimi bir arkadaşına anlatır gibi hayat macerasını anlatmış.

Giderek küçülmüş, çekirdek halini almış, özünde merhametli, dürüst, çekingen bir ailenin toplum içinde kendini yeniden yaratma, biraz da parçalanma hikâyesi. Tam bir parçalanma değil de modernlik denilen kavrama entegre olma, zamana ayak uydurma çabasıyla kendi kabuğunu kırmaya çalışan bir aile. 

Okuyunca anlayacaksınız sonu muallakta kalmış, isterseniz kitabı bitirince dinlenmişler, bu ayrılık iyi gelir, tekrar toparlarlar kendilerini diyebilirsiniz. İsterseniz kendi yoluna gider bunlar, kişisel gelişim çabasında hayallerinin peşinde giderler diyebilirsiniz. 

Kendine has bir dili olan Mustafa Kutlu toplumsal duyarlılığı olan, yazdığı hikâyeleri eleştirel bir bakış açısıyla sunan, okuru düşünmeye iten bir yazardır. Hem gelenek hem modern onun kaleminde sentezlenmiştir. Çok yönlü düşünmeye itiyor, özellikle kitabın ismiyle. Kitabın adının Şef değil de Chef olması, ülkemizde yaşanan dil erozyonuna da gönderme yapıyor. 

Kültür ve dil erozyonuyla sokaktan sosyal medyaya kadar hayatımıza giren yabancı kelimeler yarım yüzyıl sonra bize telafisi zor değişimler yaşatacak. Aydın bir toplum olmak için düşünmeye, her olay ve kavram üzerinde muhakemeye ihtiyacımız vardır. Her aksaklığı fark edip, sadece dilimizle eleştirip elimizden ne gelir diye kabuğumuza çekilmemeliyiz. Düşünmek, okumak, anlatmak bile bir adımdır.

Aile içinde bireyler anlaşılmamaktan, yalnızlaşmaktan, ihtiyaçlarının önemsenmediğinden şikâyetçidir. Hayattan keyif alma, haz odaklı yaşama, ilişki kurulan kişilerin manevi baskısı giderek ailelerin ortak algısını değiştirmeye başladı.

İşte bunu sorguluyor yazar, kitaptaki kahramanlar herkes gibi olmak için çabalarken, ne kadar uğraşsa da haz alırken üzülüyor, yalnızlığı devam ediyor bir taraftan. 

Etraflarındaki insanların yanlışları gözlerine batıyor, arada kalıyor, tam mutluluğun alışkanlıklarda olabileceğini hissediyorlar. Özgürlük özlemi, modaya uyma, bireysellik algısı, hayattan keyif alma, haz alma coşkusu üzerine kurgulanmış hayatlar sonunda maddenin içinde bocalayıp kalıyor. 

Emekli olmuş, eşi tarafından yeteri kadar fark edilmeyen bir kadının kendi olma, kabuğunu kırma çabası; emekli olmadan önce içinde ukde kalmış, kuruma müdür olma saplantısıyla hayatını şekillendirmeye çalışan bir erkeğin kendi hayallerinin peşine düşme isteği. Annesinin ve babasının hayatı algılayış tarzından tamamen uzak, kalbi temiz, düşünceli ama kısa yoldan zengin olmayı amaç haline getirmiş bir genç.

Girişimci ruhu olan bu genç hem temiz kalıp hem zengin olmak istiyor. 
Doksanlı yıllarla hayatımıza giren zengin olma, köşeyi dönme, döviz, ihracat, bavul ticareti gibi kavramların aileler üzerindeki etkisini hikâye eden ama günümüzü de çok iyi yansıtan bir kitap.

Hepimiz toplumsal değişimin farkındayız, çoğu zaman eleştiri olarak “ her şay para oldu, her kapıyı para açıyor, zenginin borusu ötüyor diyor, arkası sağlam olanlardan, siyaset para ilişkisi”nden bahsediyoruz. İşte bu durumları yaşayan bir aile anlatılmış, okuyup üstünde çok yönlü düşünebilirsiniz.

Evin hanımı ev almak, eşyaları değiştirmek, en önemlisi de kendini adadığı eşi tarafından takdir edilmek, önemsenmek istiyor. Erkek, şef olmuş ama çevresinde yaşayan diğer memurların yaşamına uyum sağlayamamış bir banka memuru.

Hem dürüstlükten ödün vermek istemiyor, içinde olmak istediği hayatı yaşayanların yanlışlarını görüyor, hem de hayat standartlarını yükseltmek istiyor. Kitaptaki aile babası her akşam çok güzel bir spor arabaya bakarak vitrine yapışıp kalıyor. 

Sohbet ortamlarının tek konusunun para, pul, tatil, eğlence, araba, kat, yat, kira, zenginlik, güzel eşya olduğu yaşadığımız çağda güzel, sade bir dille yazılmış bu kitabı okuyarak zenginleşelim. Hiç olmazsa değişimi başlatıp, gönül ve fikir zenginliğini önemseyelim, ortamlara kitap önerileri sunalım ve okuyalım, okutalım.  

Doksanlı yıllarda yaşayanlar toplumumuzda görülen değişimi en çok hisseden yaş grubundalar. Önerdiğim kitap objektif bir gözle herkesin fark ettiği durumları anlatıyor. 

Mustafa Kutlu, hızlı değişimden etkilenen bireylerin duygusal ikilemlerini Chef adlı hikâyesinde çok güzel yansıtmış. Toplumda, ailede olan değişim bizi korkutmakla beraber bir sele kapılmış gidiyoruz. Böyle gelmiş böyle gider diye düşünerek değişim rüzgârı bizi umursamazlığa itmemeli. 

Sadece zamana uyuyoruz dememek gerek. Zaman bizden bir şey istemiyor. Maddeye tapmak, bencilleşmek, zor durumda olanları görmezden gelmek bizi daha çok çıkmaza sokacak.

Zaman, para, madde bizi yönetmemeli, biz zamanı ve maddeyi yönetmeliyiz. Asıl zenginliğin gönül ve fikir zenginliği olduğunu anlamalıyız.

Not: Yazarın diğer kitaplarını da öneriyorum. Kendimize bir hikâye arşivi yapalım. Bu yazarın kitabını ayda bir kez kütüphanemize koyarsak otuz altı kitabı üç yılda bitirir, maddenin her yanımızı sardığı bu zaman diliminde bir ömür süren zenginliğin kapısını aralarız. 

RAHİME ALCAN

YORUM EKLE
YORUMLAR
Emine Sağlam
Emine Sağlam - 2 yıl Önce

Mustafa Kutlu Türk hikayeciliğinde kendi tarzını oturtmuş, toplumun gerçeklerine aşina, toplumun yok olan değerlerine vurgu yapan, dili sade bir yazar. kitaplarından birkaçını severek okudum. Bu kitabını da merak ediyorum. selamlar, kaleminize sağlık.

Gürcü Özer Aydın
Gürcü Özer Aydın - 2 yıl Önce

Kitap okumak güzeldir. yazdığınız yazılarla çok önemli bir görev üstleniyorsunuz. iyi bir okur olup toplumu bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim, başarılar dilerim.