GİTTİĞİN YOL KANDİL’E ÇIKAR SEVAL HANIM!

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Kaftancıoğlu, merhum Alparslan Türkeş’in eşi Seval Hanım’ı, evinde ziyaret etmiş.

Kusura bakmayın ama Seval Hanım’ın, bugüne kadar sergilemiş olduğu ciddiyetsiz çizgiden dolayı, MHP Camiasının tabanında da tavanında da hiçbir karşılığı bulunmamaktadır.

Ülkücü veyahut da MHP’li olmak için, Alparslan Türkeş ile kan bağınızın olmasına gerek yoktur, gönül bağınızın olması yeterlidir.

Eğer akrabalık bağı ölçü alınacak olsa idi, Peygamber Efendimiz’in amcaları, Ebu Leheb ve Ebu Talib de İslam saflarında yer alır, kafirlere karşı savaşırlardı.

Alparslan Türkeş vefat ettiğinden bu yana Devlet Bey’e muhalif kimliği ile bilinen Seval Hanım’ın sözlerinin MHP ve Ülkücü Hareket Camiası nazarında, hiçbir kıymet-i harbiyesi bulunmamaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu ve ölümsüz lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Atatürk demekten imtina eden Kaftancıoğlu’nu, “Sayın Demirtaş’ın siyasette aktif olduğu dönemde çizdiği çizgiyi beğenenlerden biriydim. Gerçekten de barışçıl, uzlaşmacı ve evrensel değerleri öne çıkaran dili vardı. Bundan da çok mutluluk duydum.” diye, bebek katili Öcalan’a övgüler düzmekten çekinmeyen terörist sevici Selahattin Demirtaş’a övgüler düzen Ekrem İmamoğlu’nu, pkk’nın meclisteki uzantısı olduğu gün gibi ortada olan HDP’nin avukatlığına soyunmuş olan Kemal Kılıçdaroğlu ile sevgi dolu pozlar vermek, Meral Akşener’in, Selahattin Demirtaş ile kahvaltı yapma muhabbetinden pek de farklı bir konu değildir, bizim nazarımızda Sayın Seval Hanım.

Geçtiğimiz günlerde, Alaattin Çakıcı ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında yaşanan polemik konusunda da tarafını Ülkücü Şehit Ali Çakıcı’nın oğlu Alaattin Çakıcı’dan yana değil de terörist sevici Kemal Kılıçdaroğlu’ndan yana belirleyen Seval Türkeş’in yeri MHP değil, CHP’dir!

Kimse Alparslan Türkeş’in oğlu veyahut da eşi diye imtiyaz sahibi değil, fikri namusu, duruşu, saygınlığı, MHP’ye ve Ülkücü Hareket’e olan bağlılığı ile saygı duyulabilecek bir imtiyaza sahiptir.

Hiç kimse kusura bakmasın, Seval Hanım soyadından almış olduğu cesaret ile MHP’ye yön tayin etmeye ve kanaat önderiymiş gibi hareket etmeye kalkışmasın!

Mühim olan soy değil, gidilen yoldur!

Gittiğin yol, yol değildir Seval Hanım!

İslam inancında, “Arap’ın Acem’e, Acem olanın Arap olana üstünlüğü” olmadığı gibi, bizim nazarımızda senin de hiçbir üstünlüğün yoktur!

Biz Seval Hanım’ın, cemaziyelevvelini de biliriz!

Rahmetli Türkeş’in sağlığında, Türkeş ile yol ayrımına düşerek, yeni bir yapılanmaya gidip BBP’ni kuran Muhsin Yazıcıoğlu’nun partisine 1999 yılında katılan Devlet Bahçeli değil, Türkeş’in manevi mirasına ihanet eden, Seval Hanım’dı!

2011 yılında Devlet Bahçeli, FETÖ terör örgütü lideri Fetullah Gülen’i uyardığı vakit, Devlet Bahçeli’nin açıklamalarını “talihsiz” olarak değerlendirip, Fetullah Gülen’e övgüler düzen, yine Seval Hanım’dan başkası değildi!

Yine 2011 yılında, AKP’nin tamamen dışa bağımlı olduğu, gayr-i milli politikalar izlediği, Türk Milliyetçiliği’ni ayaklar altına aldığı, açılım sürecinin tavan yaptığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölünme noktasına geldiği zamanlarda, oğlu Ahmet Kutalmış Türkeş’e, AKP’den milletvekili olması müsaadesini veren, Seval Hanım’dan başkası değildi!

Velhasıl-ı kelâm Sayın Seval Hanım, size “Sayın Türkeş” demekten imtina eder, gittiğiniz yolun Kandil’e çıktığı uyarısını yapar, bunun da geçmişten bugüne çizginize baktığımızda, gayet yerinde olduğunu ifade ederim.

Ne diyor yolundan sapmış olduğunuz merhum Türkeş:

“Dalından kopan yaprağın akıbetini, rüzgâr tayin eder.”

Selâm, sevgi ve muhabbet ile...

BURAK KILIÇASLAN

YORUM EKLE