Kendi penceremden baktığımda ortalıkta kol gezen virüsün III.Dünya Savaşı olarak görmemin elbette birçok nedenleri var.

Bu nedenleri açıklamadan önce sorulması gereken en önemli soru şu: Kimle kim arasında bu savaş? Elbette insan ile virüs arasında.
Virüsle verdiğimiz bu savaşın etkilerinden ve sonuçlarından bahsetmeden önce, I. Ve II. Dünya Savaşları’nın etkilerinden ve sonuçlarından bahsederek, III. Dünya Savaşı olarak adlandırdığımız virüsle mücadelenin arasında bir ilişki kurmaya çalışacağım.Öncelikle I. ve II. Dünya Savaşı hakkında bilgi verdikçe hemen ardından III. Dünya Savaşı ile ilişkisini sunacağım.

I.Dünya Savaşı dört yıl, II. Dünya Savaşı da altı yıl sürmüştür. Şu an verdiğimiz bu savaş, 31 Aralık’ta Çin’in Wuhanşehrinde ortaya çıkmıştır. Yaklaşık 5 aydır tüm dünya bu virüsle baş etmeye çalışıyor. Virüs ise savaşın büyümesi için âdeta yemin etmişçesine oradan oraya kol gezinmeye devam ediyor. Bu gidişin ne kadar süreceğini bilmiyoruz ve belki yıllarca sürecek bir savaşın içindeyiz. Bazı uzmanlar yazın sıcağında biter derken, bazıları ise yıllarca sürebileceğini iddia ediyor. Hatta bazıları virüsle yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini bile söyledi. Bu sebeple I. ve II. Dünya Savaşı gibi, bu virüsün kaç sene süreceğini bilmiyoruz ama bu sürecin uzun olacağını tahmin ettiğimiz için zaman bakımından bu benzetmeyi yapabiliriz.

Bir başka etken kaç kişi bu savaşta hayatını kaybetmiştir? I. Dünya Savaşı’nda 16 milyon, II. Dünya Savaşı’nda ise 65 milyon insan hayatını kaybetmiştir. Şu anki verdiğimiz savaşta vefat edenlerin sayısı ise 290 bini geçmiş bulunmakta ve bu sayı her geçen gün artış göstermektedir. I. ve II. Dünya Savaşı’nda bu kadar kayıp varsa, hemen hemen aynı civarda veya daha fazla yaralı, gazinin olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumu da şu anki verdiğimiz savaşta vaka olarak görebiliriz. Yaralı bir insanın durumuna bağlı olarak ya hayatta kalacaktır ya da hayatına son verecektir. Virüs kapmış bir insan da ya bu virüsü yenecektir ya da yenik düşecektir. Şu an vaka sayısı 4,3 milyonu aşmış durumdadır.

Elbette savaşın sonucunda kurulan birçok şey vardır. I. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa ve Orta Doğu’da yeni devletler veMilletler Cemiyeti kuruldu. II. Dünya Savaşı’ndan sonra da Doğu Avrupa ülkelerinde SSCB denetimiyle sosyalist rejimler kuruldu. Şu anki verdiğimiz bu savaşın sonucu daha tam belli değil ama yeni yeni hastaneler, sağlık kuruluşlarının kurulduğunu söylemek doğru olur. İleri ki zamanlarda neler kurulur zamanla göreceğiz.

Biliyoruz ki bazı ülkeler kardeş gibidir ve başka ülkelere karşı birbirine yardım ederler. I. Dünya Savaşı’nda İtalya, Almanya ve Japonya aralarında anlaşarak “Üçlü Mihver” grubunu kurmuştur. Onlara karşı İngiltere ve Fransa“Müttefik Devletler” grubunukurdu ve daha sonra bu gruba ABD ve Rusya’da dahil olmuştur. Bu ülkeler kendi aralarında cephane ve birçok yetersiz malzeme konusunda birbirinden yardım ister ve birbirine takviyede bulunurlar. Şu anki savaşta ise ülkeler birbirine sağlık malzemeleri (maske, dezenfekte vs.) konusunda yardım yapmaktadır.Önceki savaşlarda barışın sağlanması için mücadele verilirken, şimdi ise virüsü yenmek için ülkeler kendi aralarında yardım yaparak mücadelesini sürdürmektedir. I. Ve II. Dünya Savaşı’nda nasıl ki zamanla ülkeler savaşa katılmaya başlıyor, virüs de zamanla tek tek ülkeleri ele geçirerek bu savaşa herkesi zorla dahil ediyordu.

Başka bir konu ise sömürgecilik. I. Dünya Savaşı’nda başta Fransa ve İngiltere olmak üzere güçler, Afrika’nın insan ve kaynaklarını kullanmıştır. Aynı zamanda ekonomik, sosyal ve askeri alanlarında olumsuz yönde etkilenmiştir. Şimdiki savaşımıza bakacak olursak sömürüldük mü? Bunun cevabı net bir şekilde ortada olduğunu düşünüyorum. Uzmanlar çıkıp kolonya virüsü öldürüyor, maske virüsten koruyor, dezenfekte temizlik konusunda en etkili çözüm derken ve birçok öneride bulunurken ne oldu? Hop, 3-4 liralık kolonyı 100 liraya satmaya başladılar, 5 liralık maskeler 50 liraya satılmaya başlandı ve virüsü önleyecek ne varsa fiyatlar tavan yaptı. Yani bu halkı sömürmek değil de nedir?

Sence de bu virüs I. ve II. Dünya Savaşı kadar tehlikeli bir savaş değil mi? Aslında en tehlikeli yanı da savaştığımız virüsü göremiyor olmamız. Şöyle yakasına yapışacağımız, yerden yere vuracağımız ve canına okuyacağımız bir şey yok ortada. Havanın içine gizlenmiş bir düşmanla savaş veriyoruz. Eski dünya savaşlarında belirli ülkeler birbirine savaş açarken, şimdi de bütün ülke birlik olup gözle göremediğimiz bir virüsle savaşıyor. Cephanesi ve iradesi güçlü olan ülke, dünya savaşında yenme potansiyeline sahipken, bu virüs belasını yenmek için cephaneye veya iradeye sahip olmak gerekmiyor. Sahip olmamız gereken şey sağlam bir bağışıklık sistemi ve gerekli vitamin ilaçları.

Bu savaşın sonu ne olur elbette bilemeyiz. Sonucu değiştirmek bizim elimizde ve gerekli tedbirleri alırsak, sonuçlar daha kötüye gitmeden bu savaşı atlatabiliriz. Eğer hayatta kalmak istiyorsan kendini düşmana göstermeyeceksin. Bu nedenle gereksiz yere dışarı çıkmamak sadece kendin için değil, tüm insanlık için önemlidir. Sağlıkla kal, sağlıkla kal, sağlıkla kal...

AYŞE GEZER