KORONALI GÜNLER, GÜZEL HAVALAR

Covid-19 ya da Korona virüs kelimesini ilk duyduğumuz andan itibaren hayatımız değişti. Artık hiç olmadığı kadar sağlığımız hakkında konuşur olduk.

Kelime dağarcığımıza yepyeni sözcükler eklendi. Artık bazı tıbbî terimler yabancı gelmiyor bize. Gündelik hayatımızda çok kullanmaya başladık.

Hayatımızda meydana gelen değişmelerin hangi birini saysak ki? Kısıtlamalardan mı başlasak, edindiğimiz faydalı bilgiler ve farkındalık düzeyinden m? Hijyen,sosyal mesafe, kendini izole etmek, filyasyon terimleri içimize işledi. Empati yapıp, sağlık çalışanlarını daha iyi anlamaya başladık.

Sıcakkanlı bir yapıya sahip olan Türk milletinin el sıkma ve sarılma alışkanlığından vazgeçeceğini kim düşünebilirdi ki?
Birçok kuralı içselleştirebildik ama evde kalma kuralını pek rayına oturtamadık.

Nedense eve sığamıyoruz. Acaba bu derdimize nasıl bir çare üretmeli? Şu can sıkıntısı ve gezme, kendini açık havaya atma isteği var ya! İşte tam bu bahar mevsiminde biz insanlara verilen en büyük ceza. İnsanın içi neden sıkılır diye düşünecek olursak çok cevap buluruz. En büyük sebeplerden biri var olan, yerleşen alışkanlıklarımız. Şu ana kadar can sıkıntısıyla evi; avuntu ve eğlenceyle de sokakları özdeşleştirmişiz. Ama değişmeyecek hiçbir alışkanlık yoktur. Köklü değişmeler bazı sancıları beraberinde getirse de sonunda o da alışkanlık halini alacaktır.

Bazen kendimizden, bazen de sürekli gördüğümüz aile fertlerinden kaçarız. Bazen kendi iç sesimizi dinlememiz gerekirken, dışarıya çıkıp, konuşacak bir arkadaş bulup, onu dinleriz. Bazen en yakınımızın derdini dinleyip, terapisine katkı sunmak yerine komşu dedikodusunu tercih ederiz. Bu korona günleri artık bizi yuvaya döndürdü. Umarım virüs tehlikesi geçince yuvada oluşan birliktelikler tekrar ayrılığa dönüşmez.

Sosyal medyada evde kal çağrılarına kitap oku ve dergi oku sloganları da eklendi. Neden aile fertleri okumuyor? Milli Eğitim Bakanlığının temel eserler diye aldırdığı kitaplar çocukların kitap raflarında okunmayı bekliyor. Kişisel gelişim için internetten sosyal medyadan medet ummak yerine, ilkokul, ortaokul ve lise kitaplarının okuma parçaları ve öneri kitapları artık raflardan inebilir bu günlerde.

En önemlisi de üretken hale gelebiliriz. Bildiğimiz gibi el işi de bir üretkenlik, el örgüsü, boncuk ve dantel ruhlarımıza iyi geliyor. Ama neden beyinlerimizi ve dimağlarımızı yoracak etkinliklerden kaçıyoruz? Alzherimer ve bunama hastalıklarını önlemenin yolu okumak ve yazmaktan geçiyor. Türk milletinin edebî geleneklerinde hikâye anlatıcılığı büyük bir yer tutuyor. Neden eskide kalan hikâyeleri büyüklerimiz gün yüzüne çıkarmasın?

Bu günlerde, elimize kalemleri alma vaktidir. Sosyal mesafeyi evde de koruyacaksak, kalem ve kağıdı elimize alıp, odalarımıza çekilmenin tam zamanıdır şimdi. Yaşlılar anlatıp, gençler de yazabilir.

Okullardan mezun olan çok sayıda okuryazarımız yazma yeteneklerini kaybetti, duygularını sadece sosyal medya yorumlarında ifade ediyor. Bunun çaresi çok yazmak ve okumaktır. Artık zekâ birikimimizi ve hayat tecrübelerimizi kağıda aktarma zamanı gelmiştir. Gelecek nesillere bırakacağımız en büyük miras yazılı eserlerdir. Sosyal medyanın kalabalık ve cazibesi insanları aldatıp, kuşatıyor.

Korona günlerinin bize verdiği diğer bir duygu da hiç kuşkusuz doğa özlemidir. “Beni bu havalar mahvetti “ diyen Şair Orhan Veli haklı değil midir?
Öyleyse bundan sonra bu güzel havaların özlemini çekerken, doğaya yaptığımız tahribatı düşünelim. Başımıza gelen virüs felaketinin ilk kaynağının vahşi yaşamdaki hayvanlardan geldiğini anladıktan sonra bazı şeyler daha da netleşti. Artık gelecek nesillere hastalık, doğa kirliliği, nesli tükenen hayvanların resmi miras kalacak. Çok geç olmadan birey ve toplum olarak ne yapmalıyız diye düşünmeliyiz.

BENİ BU HAVALAR MAHVETTİ

Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada başladım,
Böyle havada âşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle  havalarda nüksetti;
Beni bu havalar mahvetti.

Orhan Veli KANIK

Aman bizi böyle havalar mahvetmesin. Evde kalma, bir hastalığa ve sıkılmaya sebep olmasın.
Korona virüs  kimseye bulaşmasın, sigaraya başlanmasın. Böyle havalarda şiir yazılır, öykü yazılır. Böyle havalar bizi mahvetmesin.
Sağlıcakla ve üretkenlikle evde  kalın.

RAHİME ALCAN

YORUM EKLE
YORUMLAR
Nursel Düz.
Nursel Düz. - 4 yıl Önce

Çok güzel

Esin Aydın
Esin Aydın - 4 yıl Önce

Harika bir yazı... Tebrik ederim. Böyle güçlü yazarları okumayı seviyorum.

Merve yıldırım
Merve yıldırım - 3 yıl Önce

Ne hoş bir yaklaşım. Çok severim bu şiiri de, Orhan Veli'yi de. Tebrikler