--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

-----------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

KÖRDÜĞÜM HALİNE GELEN "KÜRT SORUNU"

Başbakan Mardin'de yaptığı konuşmada “ eli silahlıyı muhatap almayız” demiş.
Yahu Sayın Başbakan, senin yeni vardığın bu akıla, biz yıllar önce vardık.
Size de nasihat ettik.
“ Bir musibet, bin nasihatten iyidir” derken atalarımız, boşa dememiş demek ki.
Siz hariç herkes suçlu zaten, hem de her konuda.

Bir de diyorsunuz ki “ elinde silah olmayan herkes muhatap alınacak.”
Biz de zamanında size bunu diyorduk.
Teröristler ile masaya oturulmayacağını, bunun aksine halkın muhatap alınması gerektiğini yazıyorduk.
Siz ise terörist başının bir zamanlar namaz kıldığından dem vuruyordunuz.
Tamam da kardeşim IŞİD militanları beş vakit namazında olan insanlar değil mi?
Oradaki halkı muhatap almayarak, devlet eliyle terörü güçlendirdiniz ve halkı onlardan yana olmak zorunda bıraktınız.
Şimdi ise halkı muhatap alacağınızı söylüyorsunuz.

Siz bu samimiyetsizliğiniz ile imanım sonsuzdur ki bu ülkenin başına çok daha büyük çoraplar öreceksiniz.
Daha dün teröristlere “ elinizde silah olsa da sizinle masaya otururuz, silahla her şeyi elde edebilirsiniz” görüntüsü verenler, bugün vurarak terörü çözmeye çalışıyorlar.

Kusura bakmayın; lâkin zamanında silah zoruyla da olsa terör örgütünün kucağına oturarak, gayr-i meşru ilişkiden yüzlerce veled-i zina doğuran hükümet, bu saatten sonra kırk yıl boyunca vurmaya da devam etse bu işi bu şekilde çözemeyecektir!
Çünkü bu iş realist bir şekilde ile ele alınmadı en başında. Şovenist duygularla, boş sloganlarla, içi dolu olmayan projelerle hareket edildi.
“ Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var” dediğimiz günlerde, tarih yazılı olmasa “ Türkiye Cumhuriyeti'ni de ben kurdum, cepheden cepheye ben koştum” diyebilecek kadar benlik sahibi olan malum şahıs, Atatürk'e Tunceli (Dersim) konusunda yüklenerek devlet adına özürler diliyordu.
Türkiye Cumhuriyeti ne yaptıysa basın aracılığıyla algı yönetimi yapılarak, kötü gösteriliyordu.
Unutmadık, unutmayacağız.

Habur'u, T.C.'yi, Türk elinde Türk’e Türk'üm demeyi yasak ettiğiniz günleri, terörist başına yapılan filozof muamelesini, elinde silahı olmayanın hiçe sayıldığı dönemleri.
Yazının Dibi; bugün bir problem varsa; alnımız açık başımız dik, sorumlusu teröristler değil, sizlersiniz! Onlar çünkü varlıklarının gereğini yapmaktadırlar.
Selâm, sevgi ve muhabbet ile…

BURAK KILIÇASLAN
YORUM EKLE


         Kirkagac.Net