Türkiye’nin görkemli semt kulüplerinden biri, Karşıyaka. Ama kendi başına bir şehir, bir vilayet olma iddiasında bir semt bu: Kendisine İzmir’den ayrı bir plaka numarası biçen (otuz beş buçuk)… İzmir içre İzmir’den ırak “post-İzmirli’’ bir yer…
Aynı zamanda Türkiye’nin en eski, köklü kulüplerinden biri, Karşıyaka Spor Kulübü (KSK) Osmanlıca kısaltması adı kadar meşhur: KAFSİNKAF. Sadece futbol değil, gerçekten tam teşekküllü spor kulübü. Sportif başarılarıyla orantısız (tamamen orantısız!) Bir coşku, delice bir bağlılık yaratmış bir spor kulübü.
Yukarıda ki satırları Yiğit Akın’ın derlediği “Kafsinkas’’ adlı kitabın arka kapak yazısından alıntıladım. Bir yurt dışı çıkışında Atatürk Hava Limanı’nda ki kitapçıdan satın almıştım. Daha sonraları Serkan Boyacıoğlu’nun derlediği “İnadına Göztepe’’ ve Orhan Berent’in derlediği ‘’Alsancak’ın Sakini Altay’’ kitaplarını da arşivime katacaktım.
“KafSinKaf’’ kitabının kapağındaki fotoğraf beni 60’ların sonlarına, 70’lerin başına götürdü. Yeşil-Kırmızı parçalı formasıyla Karşıyaka’yı Alsancak’ta onlarca maçta seyretmiştim. Lise yıllarımdı. Cumartesi-Pazar günleri Alsancak bir şenlik yerine dönerdi. Günde iki-üç maç olurdu. Hele üç büyüklerin deplasman maçlarında stad tıklım tıklım dolardı. Kaldığım yurt Gündoğdu’da olduğu için ben “Büyük Altay’ı tutardım. Aslında bütün İzmir takımlarına sempatim vardı. İzmir’de çok güzeldi o yıllarda, gerçekten bir masal gibiydi.
Yeniden kitaba dönersek; Yiğit Akın’ın sunuş yazısının ardından, kitaba katkı veren on iki yazarın kısa biyografilerini ve makalelerini okudum. Erdal Önal’ın yazdığı ‘’Ben Karşıyakalıyım’’ makalesi benim için tam bir sürpriz oldu. Erdal Ağabeyin satırlarını bir solukta okudum. Bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Ben, 1960 yılında Karşıyaka Lisesi’ne kaydolmadan önce, Ortaokulu bir taşra kasabasında, Kırkağaç’ta okumuştum. Bir futbol takımı tutma alışkanlığı daha o zamanlar da vardı. Ben Galatasaray’ı tutardım. O zamanların Galatasaray’ı Metin Oktaylı, Suat Mamatlı, Büyük Ahmetli, Candemirli, Turgaylı, İsfendiyarlı, İsmail Kurtlu Galatasaray’dı’’
“Dükkan komşumuzun oğlu Spor Yazarı Güven Taner Kırkağaç’ta değil İzmir’de okurdu. O zamanlar bir futbol takımı tutmanın, taraftar olmanın birinci şartı MABEL çikletlerinden çıkan futbolcu fotoğraflarından tuttuğunuz takımın kadrosunu oluşturup cebinize koymanızdı. Futbolcu fotoğrafı koleksiyonu en zengin olan Güven Taner’di. Üç Büyüklerden Beşiktaş’ı tutardı. Ne zaman hangi takımı tuttuğu sorulsa, “İstanbul’da Beşiktaş, İzmir’de Altay, Avrupa’da Real Madrid’’ derdi. Bir türlü anlayamazdık. İzmir’de Altay’ı tutacağına Kırkağaç’ın Acar İdman’ını tut derdik de kıs kıs gülerdi’’
Günün birinde kendisini İzmir’in Karşıyaka’sında bulur Erdal Ağabey. Futbol Kırkağaç’ta olduğu gibi burada da gündemin birinci sırasındadır. Karşıyaka Lisesi’nde kısa süre sonra sıkı bir KSK taraftarı olmuştur. Fırsat buldukça antrenmanlara gider. Bulut’lar, Burhan’lar, Erol’lar (Üç Erol vardı; Gazcı Erol, Küçük Erol, Baş Erol), Argun’lar artık onun dünyasındadır.
Zaman Tünelinde 1970 yılının Mayıs ayına uzanıyoruz. Ligin son haftasında İzmir Derbisi oynanacak, Karşıyaka-İzmirspor, Alsancak tamamen dolu. İlk yarı 0-0 eşitlikle geçilmişti. Karşıyaka son dakikalarda bulduğu golle İzmirspor’un sembol kalecisi Seyfi Talay’ı mağlup etmiş şampiyon olarak 1.ci lige yükselmişti. Maçın bitiş düdüğüyle birlikte Alsancak festival alanına dönmüştü. Şampiyonluk turu büyük bir coşkuyla atılmıştı. Büyük bir taraftar kitlesiyle beraber Alsancak Vapur İskelesine yürüdüm, Konak’tan gelen vapurda adım atacak yer kalmamıştı. Marşlar, tezahüratlar eşliğinde Karşıyaka iskelesine ulaştık. Asıl şenlik buradaydı. Binlerce taraftarın sevincini, coşkusunu heyecanla hatırlıyorum. Ertesi günün bir İzmir Gazetesi şu sürmanşetle çıkmıştı: ‘’Vapur Döndü’’
Karşıyaka geçtiğimiz sezon maçlarını 30-35 Bin seyirciyle oynayan Bursaspor’la aynı gruptaydı. Play Off’da kritik maçlar kaybetti. Cezası nedeniyle seyirci desteğinden yoksundu. Üstelik bir stadı yoktu. Bir sezon kaybedildi. Bu sezon kaderin garip cilvesi Altay’la aynı grupta bir üst lige yükselme mücadelesi verecekler.
Bursa’da yaşadığım semtin takımı Nilüfer Belediye Spor’un maçlarını izliyorum. Altay ve Karşıyaka’yı seyretmek, İzmir havasını içime çekmek isterdim ne yazık ki o da olmadı. Bir ayağım doğduğum yer olan Kırkağaç’tadır. Oradan Kızımın yaşadığı Karşıyaka’ya geçerim. Gözlerim iskelede Sait Altınordu, Metin Oktay ve Cengiz Kocatoros (Gode Cengiz) vapurlarını arar. Belki günün birinde ‘’Vapur Tekrar Döner’’
Mehmet YAKIT
KAYNAKÇA: KAFSİNKAF /Derleyen Yiğit AKIN İletişim Yayınları/1.Baskı 2010