--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

-----------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

DEPREMLER ve BÜYÜK MARKETLER

Kırkağaç 1940'lı yıllardan sonra ilk kez 22 ocak ta 5.4 şiddetinde bir deprem ile karşı karşıya kaldı
onlarca ev ağır hasar aldı insanlarımız ne yapacağını nereye gideceğini şaşırdı.

İlk gece depremin verdiği şok ile geceyi herkes sokaklarda geçirdi.

Ateşler yakıldı yaşlı, çocuk ve hastalar battaniyeleresarıldı.
İnsanlarımız zor kaçtıkları evlerinde kalan eşyalarını bile girip almaya korktular.
Korkudan ağlayan çocuklar kendisi de en az çocuğu kadar korkmuş ama korkusunu bastırıp çocuğunu teselli
etmeye çalışan anneler.

Yataklarından çıkamayan yatalak hastalar , engeli bireyler, yürüyemeyecek
derecede yaşlı olanlar, kısacası teselliye ve korkmayın geçti deyip de kendilerine destek verecek birilerine muhtaç insanlar.

Ve uzun yıllardan sonra Kırkağaç olarak biz de deprem korkusunu ve depremi yaşadık. Bir şey
dikkatimi çekti başta Manisa Valimiz Sayın Ahmet Deniz, Kırkağaç Kaymakamımız Sayın Murat
Büyükköse ve Kırkağaç Belediye Başkanımız Sayın Y. İsmail Gedüz olmak üzere Devlet her şeyi ve
bütün kurumları ile oradaydı. Bir vatandaş olarak hepsine teşekkür ederim hepsinden Allah razı olsun.

Ayrıca Karakurt Muhtarımız Sayın İdris Kat kardeşimizin soğuk kanlı ve fedakâr çalışmaları da
takdire şayan olaylardan biri. Ben de depremin ertesi günü sabah erken saatlerde Karakurt
beldemize gittim oradaki depremi yaşayan dost ve arkadaşlarım ile görüştüm depremde zarar gören
evleri, iş yerlerini, camileri, minareleri kısacası hasar göre her yeri gördüm ve Allah'ım dedim sen bir
daha böyle depremler bize ve hiç kimseye yaşatma dedim.

Gerçekten her şey sonu hatırlatıyor, herkesin bakışlarına sonu ya da açık söyleyeyim ölüm korkusunu gördüm.
Onun için rabbim düşmanıma dahi yaşatmasın.
Ama bütün bunların bu korku ve endişenin yanında bir şey dikkatimi çekti. İnsanların bir biri ile olan
dayanışmaları, destek olmaları, Kızılay ve AFAD ekiplerinin koordineli çalışmaları, Büyükşehir ve
yerel belediyenin orada geceyi dışarıda soğukta geçirmiş, üşümüş insanlara sıcak çorba ikram
etmesi, sivil toplum örgütlerinin halkın yanında ve içinde olmaları, onlarında kendilerince halka
yiyecek, içecek bir şeyler dağıtması, insanların bunları alırken benim ihtiyacım yok , komşunun hasarı
daha fazla , ekonomik durumu bana göre daha zayıf ona verin deyip yardımları yönlendirmeleri sıcak
bir çorbayı, sıcak bir çayı birbirleri ile paylaşmaları çok farklı duygusal bir fotoğraf ortaya koyuyordu.

Şimdi ilk depremden bu güne epey gün geçti, insanlar artık bir şekilde depreme ve onun psikolojisine
alıştı, depremle yaşamaya alıştı, artık önceden onları ve bizleri korkutan 3 yada 4'lük depremler
sıradan hale geldi.

Ama bu gün bir şey dikkatimi çekti ;
İşte şimdi bütün bunlar olurken bu korkulu süreç yaşanırken, insanların maddi yardımı geçtim ,
manevi olarak küçük bir sarılmaya, okşanmaya, gülümsemeye ihtiyaçları varken , yıllardır bu
insanlarımızdan para kazanan,ilçemiz in her yerinde şube üzerine şube açan ulusal marketler ve
onların yöneticileri niçin bu zor günleri yaşayan belde ve köylerimizde hiç görünmediler.

Neden o soğuk kış gecelerinde çadırlarda sabahlayan ailelerin yanında gitmediler. Çok mu zordu bir sabah
sıcak bir çorba dağıtmak. Bir fincan sıcak çayı onlar ile birlikte yudumlamak, onların ellerini
tutmak.çok mu zordu Bir liralık bir çikolata alıp küçük bir çocuğu mutlu edebilmek. Çok mu zor bir
oyuncak alıp korku anlarını yaşamış ve sürekli deprem korkusu ile yaşayan o minicik yavruları üç beş
oyuncak dağıtıp sevindirmek. İhtiyaç sahibi diyeceğim ama depremin şaşkınlığından zaten herkes
ihtiyaç sahibi olmuş.

Bu insanlara bir şişe su vermek bir paket bisküvi ya da küçük bir kek vermek.
Bilmiyorum belki ben çok şey bekliyorum ama inanın şimdiki koca koca ulusal marketler yerine Bakkal
Mehmet Amca olsaydı hiç bir şey yapamasa eline bir paket süt alıp bir komşu ya da bir müşteri evine
gidip geçmiş olsun ziyareti yapardı.

Şimdi ben de bu marketlere para kazandıran bir vatandaş olarak hala bekliyorum bakalım bu ulusal
büyük marketler ne zaman kendilerine gelip para kazanma hırslarını bir kenara bırakıp, ellerine bir
paket çikolata ve bir paket süt alıp depremden zarar görmüş mağdur olmuş müşterilerine ziyarete
gidecekler. Ayrıca bu ulusal marketlerimizden bir talebin daha olacak ama onu da bir daha ki yazıma
konu edeceğim.

Her şeyin para olmadığı, iş yeri müşteri ilişkilerinin yerini dayanışma paylaşma ve yardımlaşma
ilişkilerine bıraktığı, güzel günlerde tekrar yazmak ve buluşmak dileklerim ile hepinize sevgilerimi
saygılarımı sunuyorum.


EMİN ÖZARI

YORUM EKLE
YORUMLAR
Uğur cumhur yoğun
Uğur cumhur yoğun - 4 yıl Önce

Emin abimin tespitleri doğru fakat çuvaldızı birde kendimize batıralım. İlçemizde bulunan faiz sömürgecisi baskıyla zorlamayla çiftçimizi sülük gibi emen tarım kredi kooperatifi ne yaptı. Peki bunun yanında bankalar ne yaptı. Bunları da görmek lazım.

sami bilen
sami bilen - 4 yıl Önce

emin kardeşim yazını okudum.sonuna kadar haklısı.ama bu sorun yeni değilki.halkı sömüren marketler bu gibi afatlarda kılı bile kıpırdamadı.şu an bile markete maskesiz giremessiniz denmekte.maske fiyatı toptan 50 krş.vermiyorlar.kazanç hırsı bunlara insanlığı untturdu.tarihi geçmiş ürünleri bile satıyorlar.bakmayanlar alıp kullanıyor.bilinçli tüketici olunsa 1 gün marketlere girilmese bak o zaman nasıl mızıklıyorlar hepsi.ama maalesef halkımız kuyrukta bekliyor market önlerinde. selamlar iyi çalışmalar

Mehmet yaşar
Mehmet yaşar - 4 yıl Önce

Doğruya doğru

Doğruya doğru denir

penici hasan
penici hasan - 4 yıl Önce

duyarlığın icin teşelür

Nejat Çömlek
Nejat Çömlek - 4 yıl Önce

Kısa yazacağım anlayan anlar önerim bu marketler topluluğuna boykot edecegimize ilcemizde ciftcimizin ürettiği ürünlerden almalarını talep edelim memleketimize ekonomik olaraktan katkı sağlansın yoksa gelecek günlerde hem ciftcimiz hem esnafımız zor duruma d useceginden endişe etmekteyim her şey gönlünüzce olsun bütün Kirkagaclilar

Nurettin yorgun
Nurettin yorgun - 4 yıl Önce

Emeĝine yüreğine saĝlık emin bey çok
Dokunalı yazmışsınız tabiiki anlayana
Selâmlar iyi AKŞAMLAR ALAH BÎRDAHA
YAŞATMASIN ÎNŞALLAH

İsmail Tuna
İsmail Tuna - 4 yıl Önce

Ağzına sağlık emin bey böyle feryat figan ettiğimiz ama olanların yüce Allah tarafından geldiğinin bilincindeyiz şükür halimize marketler onlar bugüne kadar bizi değil cebimizdekini nasıl alırız hesapladılar Allahın adaleti büyük biz onlara muhtaç değiliz onlar bize muhtaç kemal bakkal bize yetiyor

Ramazan turhan
Ramazan turhan - 4 yıl Önce

Helal olsuns sana



         Kirkagac.Net