--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

-----------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

UYANIN TÜRKÇE ELDEN GİDİYOR

Uyanın Türkçe Elden Gidiyor
 
Asırlarca tüm dünyaya medeniyet dersi verip hüküm sürmüş Türk milleti zaman geçtikçe topraklarını kaybetmiş tüm dünya üzerin de ki ağırlığını ellere bırakmıştı.
Yıllar geçtikçe gelişen Türkiye maalesef değişen Türkiye olmaya başladı, televizyon kanalları öyle kelimeleri soktu ki Türkçemize,ne konuştuğumuzu artık kendimiz bile anlamıyoruz.
Çevreniz de, eviniz de,kahve de,iş yeriniz de,okul da yani her nerde iseniz Türk örf adetleriyle uyuşmayan alakası olmayan kelimeler donatmış durum da güzelim Türkçemizi.Avrupa uğruna her taklanın atıldığı şu günler de TV kültürüyle Avrupa sevdasıyla konuşan gençlerimiz sadece kılık kıyafetiyle değil beyinleriyle de Avrupa ya esir olmuş durumdalar.Artık uyanmanın bir şeyler yapmanın vakti geldi de geçiyor.Şu altta yayınlayacağım satırlara birkaç dakikanızı ayırın.Görmeyen gözlere,duymayan kulaklara duyurulur okuyun ve ne olur kendinize gelin.Ey işine gelmeyenler artık işinize gelsin uyanın Türkçe elden gidiyor.
Yazık ki ne yazık!
….Değişen Türkçemiz. Ne ilginç değil mi?....

Sene 1965
“Karşıma aniden çıkınca ziyadesiyle şaşa kaldım.. Nasıl bir eda takınacağıma hüküm veremedim, adeta vecde geldim. Buna mukabil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalade rahatlatan bir tebessüm vardı.. Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle ‘akşam-ı şerifleriniz hayrolsun’ dedim..”

Sene 1975
“Karşıma aniden çıkınca fevkalade şaşırdım.. Nitekim ne yapacağıma hüküm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lakin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni rahatlatan bir tebessüm vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle ‘hayırlı akşamlar’ dedim..”

Yıl 1985
“Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle ‘iyi akşamlar’ dedim..”

Yıl 1995
“Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Fena halde kal geldi yani.. Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim.. Manitayı tavlamak için doğruldum, artistlik bir sesle ‘selam’ dedim..”

Yıl 2006
“Abi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yani.. Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fena göçeriz dedim, enjoy durumları yani.. Ama concon muyum ki ben,
Baktım ki o da bana kesik.. Sarıl oğlum dedim, bu manita senin.. ‘ hav ar yu yavrum?””


Year 2026
“when I sow her, ben çok yani öyle iste birden.. Off, I don’t know man yaa.. Ama o da bana öyle baktı, If so asık len bu manita.. ‘HAY BABY..”

Anlayana..(EY TÜRK TİTRE VE KENDİNE DÖN)
Sevgi/Saygı/Dostlukla
Hakan Demir

BU KÖŞE YAZISI 2006 YILINDA YAZILMIŞTIR..
HAKAN DEMİR’İN KÖŞE YAZILARIM ARŞİVİNDEN…
BU KÖŞE YAZISI YENİ ÇAĞ ve SÖZCÜ GAZETELERİNDE VE AYNI ZAMANDA KIRKLARELİ ile MUŞ’TA İKİ OKUL DERGİSİNDE YER ALMIŞTIR.
YORUM EKLE
YORUMLAR
Ali Topaloğlu
Ali Topaloğlu - 13 yıl Önce

Bir konuya dikkat çekeyim.Kafe,butik,bar vb, yerlerin adlarına dikkat edin.Çoğunlukla yabancı.Bu büyük şehirlerde daha çok.Büyükşehirde Kavuniçi kafe gibi bir ad bulmak çok zor.
Şurası bir gerçektir Türkçe elden giderse,Türkiye de elden gider.

Halil
Halil - 13 yıl Önce

çok güzel

göcekli
göcekli - 13 yıl Önce

Güzel bir konu üzerinde farklı bir aklaşım yapmışsınız tebrik ederiz.Türkçemize sahip çıkmadığımızdan elimizden almıyorlarmı? Baklava, hacivat - karagöz, nasrettin hoca gibi değerlerimizin başkalarınca sahiplenmesi gibi

Soma'dan...
Soma'dan... - 13 yıl Önce

Güzel şeyler yapıyorsun Hakan..İlk başta seni tutmamıştım ama çalışıyorsun..Güzel şeyler yapyırosun.:iyi yoldasın..Tebrik ediyorum..

HasaN
HasaN - 13 yıl Önce

malesef= ne yazık ki
zarif = ince, güzel
tabir = yorum
husus = konu
hassasiyet = özen
-------------------
Nagihan hanım dikkatinizi daha çok isteme değil uygulamaya çekermi? diye kısa yazınızdan çıkardığım 5 sözcüğün yerine Türkçe kullanılan karşılıklarını yazdım.
Umarım yararı olur.

Nagihan Kaçar
Nagihan Kaçar - 13 yıl Önce

Öz Türkçe konuştuğumuzda ya da yazdığımızda maalesef anlamayanlar var...Çok zarif kelimelerin yerine konmuş,çok kaba tabirler var ne yazık...Kaleme aldığın konu beni yakından ilgilendiriyor Hakan.Çünkü ben de Türkçe'nin doğru kullanılması ve yaygınlaştırılması hususunda çok hassasiyet gösterenlerden biriyim.Kendi adıma çok teşekkürederim.Ama sadece bu kadar değil.Değişen tek şey,sadece konuşmalarımız mı acaba?????

aSa
aSa - 13 yıl Önce


Hakan bir yazı koydun aylar geçti.
Yenisi geç kaldı ama güzel bi konu ile geldi.
Burada Türkçe nin geldiği durumu güzel betimlemişsin.Afferin.
Ben sana bir kaç ekleme yapayım.
Öncelikle Türkçeden söz edince artık şu ismi hafızalarımıza kazmalıyız;
"OKTAY SİNANOĞLU"
BU İSMİ BİLMEMEK UTANÇ OLMALI TÜRKÇE KONUSUNDA.
Google yazın bu ismi göreceksiniz ne olduğunu.
Küçük bir eşeltiri ise yazının sonundaki "Titre ve kendine dön" uyarısına olacak.
İnsanları titrettikçe uzaklaştırdık bu konulardan.
Yüz yıllar öncesinin bilgelerine saygı gösterelim ama bu günkü bilgi çağından payını almış ışık hızının hesaplamasını yapabilen bilgelerimizi konuşalım derim.Şimdi Edibali nin söylediği o zamanın korunmasında en çok yüzleşilen üşümeye yöneltip, düşündürme yerine bu günün gerekleri ile insanları düşünmeye yöneltmek daha akılcı olur.
Titre desen kim titrer de doğruyu bulabilir ki?
Ama google'a gir dersen herkes girip bulur.
O bir siyasi slaogan edildiği için iticidir.
Birleştirici olan dildir.

aSa
aSa - 13 yıl Önce

Dilimizin sağıda bizim soluda.
Sağıda, soluda özgün Türkçe kullanırsa daha iyi anlaşırız.
Türkiye' siyasiler ne yazıkki kirletmeye çalıştılar.
Her şeyi bir parça kirlettiler.
Sağcılar Şeyh Bedrettini anlamadan yuh ettiler,
Solcularda Şeyh Edibali'yi.
Oysa biri iktidara muhalif bizdendi, diğeri iktidardaki bizden.
Yani her ikiside bizim geçmişimizin eserleri idi.
Bedrettin yenildi, Edibali silindi.
Sonuç biz hala varız.
Ama yenilip yok edilendende, silinip yok edilendende tam olarak yoksunuz.
Uyanık olmak bunu görmeli.
Şimdi Oktay Sinanoğlu'nu okumalı onu tanımalıyız.
Hemde acil olarak
Yazın google bakın tanıyın.
Hak vereceksiniz bu yazılanlara.
Kitabını önerecek olursam "Bye Bye Türkçe"
26 yaşında Dünya'nın en genç profesörü ünvanını almış bir bilim adamı.
Okuyun...



         Kirkagac.Net