Hayatta her istediğimiz, olmasını istediğimiz gibi olmuyor. Ya bir eksik ya da hiç olmuyor.

O anın imkanlarına ve şartlarına bağlı olarak, her şey olması gerektiği gibi oluyor ve her şey bazen bizim isteklerimiz dışında gelişiyor.
Bazen de bir mucize oluyor ve istediğimiz her neyse kat kat daha iyisi olabiliyor... 

Mutlu olamıyoruz; çünkü sahip olduklarımızın değerini bilmiyoruz. Hep daha fazlası, daha iyisi olsun istiyoruz.
Çoğumuz mutsuzuz; çünkü yetinmeyi bilmiyoruz ve şükretmesini bilmiyoruz.

Başkalarının hayatlarıyla, başkalarının sahip olduklarıyla kendimizi kıyaslıyoruz.
Halbuki ne zaman farkına varacak insanoğlu, hayatta ki en büyük zenginlik sağlık... 

Kendi sahip olduğu zenginliğin farkında değil insanlar.
Ne kadar şanslı olduğunun ne kadar şükür sebebi olduğunun farkında değiller.
Yürüme engelli, konuşma, görme engelli veya herhangi engelli bir kişiye sorsanız "Mutluluk nedir?" diye.

Mutluluk benim için merdiven inip çıkabilmek, tek başıma destek almadan yemeğimi yiyebilmek, elimi, yüzümü yıkayabilmek, yürüyebilmek, ayağa kalkabilmek, bütün sesleri duyabilmek, her şeyi görebilmek, mutluluk benim için bağımsızca hareket edebilmektir” der.

Peki sen hiç sahip oldukların için şükrettin mi hiç? Mutluluk sadece sahip olamadıklarından ibaret değil ki! Mutluluk bazen sadece senin sahip olduğun küçük şeylerde gizlidir. 

Yürüyorsun, görüyorsun, konuşuyorsun, duyuyorsun en önemlisi rahat nefes alabiliyorsun.
Hayatı boyunca hiç yürüyemeyen, yataktan kalkamayan, makineye bağlı olarak nefes almaya çalışan insanlar var ama onlar yine de şükretmesini biliyorlar ve hayata sımsıkı sarılıyorlar.

Çünkü; hayatı seviyorlar, kendilerini seviyorlar, insanları seviyorlar ve yüreklerinde taşıdıkları, o hiç bitmeyen umudu seviyorlar.
Sen de mutlu olmak istiyorsan şükretmesini bil, sahip olamadıkların için üzülmeyi bırak, sahip olduklarının değerini bil, yetinmeyi bil, birilerinin gülümseme sebebi ol paylaşmasını bil ve sakın unutma sağlığın dünyada ki en büyük zenginlik olduğunu sevgiyle ve umutla kalın. 
 
GÜLAY PELİT