--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------

-----------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------

ŞİİR GİBİ BİR ADAM HÜSEYİN AVNİ DEDE

İstanbul Beyazıt deyince akla şair Hüseyin Avni Dede düşer.
Keza Hüseyin Avni Dede deyince de insanın aklına Beyazıt Çınaraltı düşer.
Dede kırk seneyi aşkın süredir Beyazıt Çınaraltı'nın müdavimlerinden.
Bir nevi babasından mirastır şairliği.

Babası Durmuş Dede'de ülkemizin yitik hazinelerindendir.
Babasından mirastır seyyar satıcılar gibi tezgah açıp, kendi yazmış olduğu kitaplarını satması.
Kendine has bir tarzı vardır. Uzun bir mont, parmaklarında büyük ve birbirinden değişik yüzükler; rüzgârda savrulan; uzun saçları ve sakalları.

Bir tasavvuf şeyhi kadar kamil, bir liberal kadar özgürlükçü, hakiki bir demokrat niteliğinde saygılı ve hoşgörülü.
Hiç siyaset konuşmaz.
Siyasi bir tavrı yoktur.

Yanına gittiğin an sıcak karşılayışı, sıcacık bir çay ısmarlayışı, muhteşem bir paylaşımcılık; sevginin ve saygının üst düzey hâli.

Velhasıl günümüzde insan sıfatına girmiş olanlara ne kadar insan denilsede, Dede Beyazıt Çınaraltı'nda yaşayan bir İnsanlık Anıtı'dır.
Dede; sevginin, saygının ve muhabbettin bir insan üzerinde cem etmiş hâlidir.
Dede şairdir.

Yaşamı şiirin insan üzerinde tecelli etmiş hâlidir.
Kısacası; Dede şiir kadar hoş bir adamdır.
Muhabbeti akar gider gönülden gönüllere.
Dede, yaşayan bir tarih, yaşayan bir efsanedir.
Dede'nin en büyük sıkıntıları da çalıştığı yayınevleriyledir.

Çalışmış olduğu yayınevleri hiç sözünü tutmaz, Dede kitaplarını cebinden verdiği para ile bastırır, primi ise yayınevleri yapar. Dağıtım ağları sıfırdır Dede'nin yayınevlerinin.

Bundan dolayı kitapları Türkiye geneline yayılamaz.
Hâlbuki Dede, Türkiye'nin yetiştirmiş olduğu ender değerlerden biridir.
Nasıl ki yakın tarihimizde bir Neyzen Tevfik var ise Dede'de nev-i şahsına münhasır bir şahsiyettir.
Bu bakımdan Dede'ye direkt olarak Kültür Bakanlığı sahip çıkmalıdır.
Kültür Bakanlığı yetkililerini geç olmadan, bu konuda göreve davet ediyorum.

Dede'nin kitapları Kültür Bakanlığı'nın yayınları tarafından basılmalı ve ülkemizin kıymetli bir değeri, tüm Türkiye tarafından bilinmelidir.

Yazının Dibi; bizler sahip çıktığımız nispette değerlerimiz var olacaktır. Sahip çıkmadığımız vakit ise tarihin çöplüğünde kaybolmaya mahkûm olacaklardır.

Selâm, sevgi ve muhabbet ile...

BURAK KILIÇASLAN

YORUM EKLE


         Kirkagac.Net