Günümüzün karmaşık ve hızlı değişen dünyasında, bireylerin ve dolayısıyla ailenin karşılaştığı zorluklar giderek artıyor.
Ekonomik baskılar, sosyal değişimler, iletişim sorunları ve daha pek çok faktör, aile bağlarını zayıflatabiliyor, bireylerin ruh sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. İşte tam da bu noktada, yerel yönetimlerin, yani belediyelerin üstlendiği önemli bir sorumluluk daha belirginleşiyor: Aile danışmanlığı hizmetlerinin sunulması.
Belediyeler, vatandaşlarına en yakın kamu kurumları olarak, toplumun temel taşı olan ailenin refahını doğrudan etkileyebilecek bir konumda bulunuyor. Aile danışmanlığı hizmetleri, evlilik sorunlarından çocuk yetiştirme güçlüklerine, kuşaklar arası iletişim problemlerinden yas süreçlerine kadar geniş bir yelpazede destek sunarak, bireylerin ve ailelerin daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmelerine olanak tanıyor. Bu hizmetler sayesinde, sorunlar büyümeden çözüme kavuşabiliyor, aile içi şiddetin ve boşanmaların önüne geçilebiliyor, çocukların psikolojik gelişimleri desteklenebiliyor.
Peki, belediyeler bu hayati görevi ne şekilde yerine getirmeli?
Öncelikle, aile danışmanlığı birimlerinin uzman psikologlar, pedagoglar ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşan yetkin kadrolarla donatılması gerekiyor. Gizlilik ilkesine titizlikle uyularak, başvuran her birey ve aileye güvenli ve destekleyici bir ortam sunulmalı. Hizmetlere erişimin kolaylaştırılması, fiziksel engellerin ve sosyoekonomik dezavantajların ortadan kaldırılması büyük önem taşıyor. Ayrıca, farklı ihtiyaçlara yönelik çeşitli danışmanlık modelleri (bireysel, çift, aile, çocuk ve ergen danışmanlığı gibi) sunularak, her kesime hitap eden kapsayıcı bir yaklaşım benimsenmeli.
Türkiye'deki bazı belediyelerin bu alanda attığı olumlu adımlar takdire şayan. Ancak, bu hizmetlerin yaygınlaştırılması, standartlarının yükseltilmesi ve ülke genelinde eşit erişilebilirliğin sağlanması için daha çok çaba gösterilmesi gerekiyor. Merkezi yönetimle iş birliği içinde, belediyelerin bütçelerinde aile danışmanlığı hizmetlerine ayrılan payın artırılması, bu alanda çalışan uzmanların mesleki gelişimlerine yatırım yapılması ve toplumda farkındalık oluşturulması elzemdir.
Unutmamalıyız ki, sağlıklı bireylerden oluşan güçlü aileler, sağlıklı ve güçlü bir toplumu inşa etmenin temelini oluşturur. Belediyelerin aile danışmanlığı hizmetlerine yapacağı yatırım, sadece bireysel ve ailevi sorunlara çözüm üretmekle kalmayacak, aynı zamanda toplumsal huzurun ve refahın artmasına da önemli katkılar sağlayacaktır. Şehirlerimizin kalbinde yeşeren bu umut tohumlarının, tüm Türkiye'yi saracak bir sevgi ve anlayış bahçesine dönüşmesi dileğiyle…
BUKET GÖKCEK
(Uzman Sosyolog, Profesyonel Aile
Danışmanı ve Felsefe Öğretmeni)
Beyhan Alp 6 Gün Önce
Çok önemli konuya değinmişsiniz. Toplumun beden sağlığının olması için öncelikle ruh sağlığının olmasının gerektiğini düşünüyorum.Yerel yönetimlerde psikiyatrist ve psikolokların yöre halkına destek vermeleri gerektiği konusunda aynı fikirdeyim. Umarım bu fikirler gözardı edilmez.